Psikoloji Psikolojik Hastalıklar

Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı Hastalığı)

Evden çıkmadan önce kapıları, pencereleri, ocağın açık olup olmadığını kontrol edersiniz. Öyle değil mi? Bunu yapmak son derece normal. Ama obsesif kompülsif bozukluğu (OKB) olan birisi yani takıntı hastalığı olan birisi bunu üç-dört kere yapar. Hatta çoğu sefer evden çıkmadan önce yapması gerekenlerin listesi bile hazırdır. Obsesif kompülsif bozukluk (OKB) bir çeşit kaygı bozukluğudur. Bu kişiler sıklıkla istenmeyen ve endişe verici düşüncelere kapılırlar. Bu düşünceler beyine zorla girdikleri ve ruh haline hakim oldukları için zaman içerisinde saplantı haline gelerek kişinin kaygılanmasına yol açarlar. Kaygıların ve saplantıların önüne geçebilmek için kişi belirli davranış ya da ritüelleri tekrarlama gereksinimi hisseder. Bu tekrarlı davranışlara psikolojide kompülsiyon (zorlantı) denir.

Kompülsiyon bir şeyde yapılan ritüelleri acil olarak gerçekleştirme ihtiyacıdır. OKB’nin iki ögesi saplantı ve kopülsiyonlardır.  Düşünce ve ritüeller OKB’si olan birinin kaygılanmasını sağladığı için kişi günlük hayatında ve sosyal ilişkilerinde zorlanmaya başalar. Genel olarak OKB’den bahsettiğimizde daha sık rastlanan saplantı ve kompülsiyonlar olduğunu görürüz. Saplantı ve kompülsiyonlar birlikte ortaya çıkabilecekken ayrı ayrıda gözlemlenebilir.

Mesela temizlik kompülsiyonunu (zorlantısı) ele alalım. Bu kompülsiyon mikrop ve kirlilikle saplantılı olmanın sonucunda ortaya çıkar. Kişi mikrop ve kirlilikten kurtulmak için saatlerce banyoda kalabilir ya da temizlik yapabilir.

Tekrarlama bir kompülsiyon örneğidir. Bir ismi, cümleyi arka arkaya söylemek ya da bir davranışı arka arkaya tekrar etmek olarak kendini gösterir. Bu kompülsiyon tekrarlama olmadığı zaman kötü bir şey olacağı düşüncesi sonucu ortaya çıkar. Bir odaya girerken ışığı defalarca açıp kapamak bu kompülsiyon için verilebilecek bir örnektir.

Kontrol etmek ise yine başka bir kompülsiyondur. Kişinin kendisini ve ya başkalarını bir şeyden dolayı incetme korkuları herhangi bir şeyi defalarca kontrol etmelerine sebep olur. Kapının kilitli olup olmadığını ya da ocağın kapalı olup olup olmadığını defalarca kontrol etmek gibi örnekleri verebiliriz.

Her şeyin düzenli olup olmadığını kontrol etmek, eşyaların simetrik olup olmadığını kontrol etmek ise mükemmeliyet saplantısı ile alakalı bir kompülsiyondur. Örneğin kütüphanede ki kitapları renklerine göre sıralamak. Saplantı haline gelen düzen, bu hastalıktan mustarip kişilerdeki huzursuzluk ve kaygı seviyelerini azaltır.

Son olarak belki de çok daha sık olarak rastlanan bir meditasyon, din, meditasyon ya da genel tabiriyle ruhsal ritüellere örnek olarak verilebilecek dualar ya da tekrarlanan bazı ritüeller, istenmeyen duygulardan kurtulma ya da gelecekte başımıza gelebilecek korkutucu bir olayı engelleme amacıyla bu endişelerin oluşturduğu saplantı ile yapılır. Kişi kötü bir düşünceye kapıldığında bu ritüelleri yaparak o kötü düşüncenin önüne geçmeye çalışır.

Kısacası bu gibi saplantı ya da kompülsiyonlardan birine sahip olan bir kişinin OKB’si olabilir. Bunu anlamak için kişinin uzman kişiler tarafından destek alması gerekir.

Öncelikle bir şeyin saplantı olabilmesi için kaygı ve huzursuzluğa yol açan tekrarlayan ve istenmeyen düşüncelerden oluşması gerekir. İkinci olarak kişinin bu duygu ve düşünceleri bastırmayı ve görmezden gelmeyi denemiş olmaları gerekmektedir.

Bir şeyin kompülsiyon olabilmesi için ise sıralamak ya da kontrol etmek gibi davranışların ya da ruhsal ritüellerin bir saplantıya tepki olarak ortaya çıkıyor olması gerekmektedir. İkinci olarak ise kompüsiyonların kaygıyı azaltmak için aşırı şekilde yapılıyor olması gerekmektedir.

Bir kişiye OKB teşhisi konulması için obsesyon ya da kompülsiyonları olması gerekmez. Sadece obsesyon ya da sadece kompülsiyonu da olabilir.

Peki insanların kompülsiyon ya da obsesyona sebep olmasına neden olan şey nedir?

OKB’nin aynı aileye sahip bireyler arasında daha sık görüldüğünü biliyoruz. Bu nedenle OKB’nin çevresel değilde biyolojik olduğu düşünülmektedir. Buna rağmen OKB’nin sebebinin kesin olarak ne olduğu halen bilinmiyor. Genellikle çocukluk ya da gençlik çağlarından başlayan ve 20’li yaşlarda teşhis edilen OKB dünya da milyonlarca insanı sadece ABD’de 2 milyon kişiyi etkilerken kadınlarda ve erkeklerde görülme olasılığı hemen hemen aynı.

Peki tedavisi var mı?

OKB teşhis edildikten sonra bir tedavi planı oluşturulur. Hastaya psikoterapi özellikle de bilişsel davranış terapisi ya da ilaç kullanımı, hatta bazı örneklerde ikisi birlikte önerilebilir.  Bu yöntemlerle tedavi edilen hastaların yaşam kaliteleri artar. Ve hatta kişiler okullarına, işlerine hatta sosyal ilişkilerine, kısacası normal hayatlarına devam edebilirler.

Yazar hakkında

Mehmet Enes YALÇIN

Selamlar ben Enes. Eğitim ve sosyal hizmetler alanındaki gelişmeleri takip etmeye ve gelişmeleri sizlerle paylaşmaya çalışıyorum.
*Medipol Üniversitesi SBF- Sosyal Hizmet
*Medipol Üniversitesi EF - Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik

e-posta: iletisim@enesyalcin.com

Bu konuya yorum yaz

M.E.Y Tüm hakları saklıdır...
sayaç